28 Mayıs 2015 Perşembe

Timurtaş Paşa Türbesi (Bursa)

Timurtaş Paşa Türbesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın


26 Mayıs 2015 Salı

Şehadet Cami (Bursa)

Şehadet Cami (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Şahadet Camii veya diğer adlarıyla Kale Camii veya Saray Camii, Bursa'da bir cami. I. Murad tarafından 1365 yılında yaptırılmıştır. Ulu Camii ile aynı şekilde planlanmıştır. İbadet mekanı üzerinde dokuz kubbe bulunur. 1855 depreminde yıkılan cami, 1890 yılında tamir edilmiştir.
tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eahadet_Camii

Şehadet Cami (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Şehreküstü Camii (Bursa)

Şehreküstü Camii (Bursa) Albümü için resmi tıklayın
Şehreküstü Mahallesi’ndeki cami, II. Murat döneminde Bedreddin Mahmut (Parsbey) tarafından, 1430 yılında vakfiye olarak yaptırılmıştır.

Moloz taştan geniş bir bina iken ihtiyaca cevap verememesi ve çok tahribat görmesinden dolayı yıktırılarak, yerine 1984 yılında bugünkü betonarme ve kubbeli olan cami yapılmıştır.

9,10x16,23 m iç ölçülerinde olan asıl ibadet alanının girişinde 5,10 metre derinliğinde bir son cemaat yeri vardır. Sadece minaresi orijinaldır. Mihrap, yeşil türbe çinileri ile kaplanmıştır.
Şehreküstü Camii (Bursa) Albümü için resmi tıklayın

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Setbaşı Camii (Bursa)

Setbaşı Camii (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Bursa Setbaşı Köprüsü karşısında, Atatürk Caddesi´nde bulunan Setbaşı Camisi Karaçelebizade Hüsameddin Efendi tarafından yaptırılmıştır. 

XVI.yüzyıl eseri olan cami 8.80x14.15 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı bir yapı olup, kuzeyine 3.30 m derinliğinde bir son cemaat yeri yapılmıştır....
Bursa Setbaşı Köprüsü karşısında, Atatürk Caddesi´nde bulunan Setbaşı Camisi Karaçelebizade Hüsameddin Efendi tarafından yaptırılmıştır. 

XVI.yüzyıl eseri olan cami 8.80x14.15 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı bir yapı olup, kuzeyine 3.30 m derinliğinde bir son cemaat yeri yapılmıştır.Caminin ve son cemaat yerinin üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür. Caminin ibadet mekanı 8 pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap beş köseli olup üzeri kademeli biçimde daralmaktadır. 

Caminin minaresi kuzey doğu köşesindedir. Kare kaideli minare tuğladan silindirik gövdelidir.Yapılışından bu yana değişik zamanlarda yapılan onarımlarla özelliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır. 
Setbaşı Camii (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Pirinçhan (Bursa)

Resim Pirinçhan (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Bursa Çarşısında, Bakırcılar Çarşısı ile Zafer Çarşısı arasında ,Ulu Cami’den aşağıya inen yolun sonunda, İvaz Paşa Camisi’nin karşısındadır. İpek Hanı yanında bulunan hanı, 1508 yılında, Sultan II. Bayezıt, İstanbul’daki vakıflarına gelir sağlamak amacıyla yaptırmıştır.

Hanın mimarı Yakup Şah ile Abdullah oğlu Ali’dir. Önceleri tahıl, özellikle de pirinç satılan han olduğu için bu adı almıştır.

Büyük bir avlunun çevresinde, iki katlı olarak sıralanmış revaklar ve onların arkasında odalardan oluşur. Üst katta otuz sekiz, alt katta ise kırk oda vardır. doğu tarafında olan tek girişindeki taç kapı son derece gösterişlidir. Yangından sonraki tamirat sırasında batı tarafındaki kapı sonradan yapıldığı gerekçesiyle kapatılmıştır.

Duvarları üç sıra tuğla ve moloz taşı ile örülmüştür. Hanın önünde bulunan iki sıra dükkânlar, 1519 yılında yanmış ve sonradan onarılmıştır. Han 1519, 1630, 1644, 1670 yılları ile 1855 depremi sonrasında önemli tamirler görmüştür. Restorasyon sırasında, 1985 yılında, 67’si Venedik, 36’sı Osmanlı parası olan 103 adet altın sikke bulunmuştur. 1955 yılındaki bir gazete haberine göre burada sabunhaneler bulunuyormuş.

Bursa’nın en güzel hanlarından olan bu hanın kapısının önünde tarihi bir çınar vardır. Çınarın çevresi 7,10 m’dir. Han, 16 yıldır aslına uygun olarak onarılmaktadır. Cumhuriyet Caddesinin açılması sırasında kuzeydoğu köşesindeki bazı hücreler yıkılmıştır. Bu yıkılmış birkaç oda dışında han, büyük ölçüde aslına uygun biçimde onarılmıştır.Hanın büyük bölümü özel şahısların malıdır.
Resim Pirinçhan (Bursa) albümü için resmi tıklayın

18 Mayıs 2015 Pazartesi

Pir Emir Sultan Camii (Bursa)

Pir Emir Sultan Camii (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Anadolu velîlerinden. Asıl adı Mehmed'dir. Doğum târihi ve yeri belli değildir. 1495 (H.900) senesinde Buhârâ taraflarından gelip Bursa'ya yerleşti. Emir Sultan hazretlerinin akrabası olduğunu bildirdi. O sırada Emir Sultan'ın dergâhında Abdullah Efendi isimli biri ders veriyordu. Bunun üzerine dostlarından biri Pîr Emir için, Mûsâ Baba semti civârında bir mescid ve dergâh inşâ ettirdi. Pîr Emir Sultan bu dergâhta ders verip talebe yetiştirmekle meşgûl oldu. Vefât târihi belli değildir. Vefât edince dergâhının bahçesine defnedildi.

Dergâhında talebe yetiştirmekle meşgûl olduğu sırada, bir grup misâfir ziyârete geldi.Namaz vakti gelince misâfirler Pîr Ömer'e abdest alınacak yeri sordular. Pîr Emir elindeki asâ ile câminin batı tarafında abdest alacak suyun bulunduğunu işâret etti. Oraya giden misâfirler, suyun olmadığını görerek, geri dönüp durumu Pîr Emîr'e bildirdiler. Ziyâretçilere; "Beni tâkib ediniz ve biraz sonra geliniz." diyerek günümüzde Asâ Suyu denilen yere gitti. Arkasından gelen ziyâretçiler de, biraz önce su bulamadıkları bu yerde, henüz kaynamaya başlamış bulanık bir suyun aktığını gördüler. O günden îtibâren o suya Asâ Suyu denilmektedir.

Bursa'nın Yunan işgâli sırasında, bir Yunanlı asker, Pîr Emîr'in türbesine girerek, ata biner gibi mezarın üzerine çıkıp, kötü sözler söylemeye başladı. O anda askerin ayakları kurudu. Feryâdı üzerine arkadaşları tarafından türbeden çıkarıldı. Durum Yunan komutanına bildirilince, Pîr Emîr'in türbesinin bulunduğu çevre Yunan askerleri için yasak bölge îlân edildi.

Yine Yunan işgâli sırasında Pîr Emîr mahallesine bakan korucu, bir gün elindeki sopası ile Pîr Emir'in mezarı üzerine vurarak; "Mâdem velîsiniz neden Yunanlıları Bursa'dan kovmuyorsunuz? Bu nasıl velîliktir?..." şeklinde konuşunca, korucu rüyâsında Pîr Emir'i görür. Pîr Emîr ona; "Vatan ve iffeti korumak size âittir. Canlılar ne gün için var. Biz mi gerek..." der. Sonra korucuya bir tokat atar. Sıçrayarak uyanan korucunun ağzı çarpılır ve kısa zaman sonra ölür.

Bir ara Pîr Emîr Câmiinin imâmı Hacı İshâk Efendi, bir gün câminin avlusunda ayaklarını türbeye karşı uzatmış halde uyuya kalır. Uykusunda bir zât ayaklarını tutarak türbeden çevirir ve bir daha böyle yatmamasını tenbihler. Hacı İshak Efendi, uyandığında yanında kimseyi göremez.
Pir Emir Sultan Camii (Bursa) albümü için resmi tıklayın


Ördekli Kültür Merkezi (Bursa)

Ördekli Kültür Merkezi (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Abdal Mahallesi’n de yer alan hamam, “çifte” hamam tipolojisine uygundur. Eski Yeni Hamam olarak da bilinir. Yapımına Yıldırım Bayezid döneminde başlanmış olup, Bursa’nın Timur ordusu tarafından işgali nedeniyle, yapımı yarım kalmıştır. Hamam Çelebi Mehmed döneminde tamamlanmıştır. 1485’te Çandarlı İbrahim Paşa hamamın duvarına bir çeşme yaptırmıştır. Uzun bir süre harap durumda olan yapı, 2006-2008 yılları arasında kültür merkezi işlevi verilerek, restore edilmiştir. Hamam bünyesinde biri büyük diğeri küçük iki adet seminer salonu, fuaye salonu, kahve salonu, sergi salonları, geleneksel sanatlar kurs ve uygulama salonları ve Türk mutfağından yemeklerin sunulacağı bölümler yer almaktadır.
Ördekli Kültür Merkezi (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Dobruca Değirmen Parkı (Bursa)

Dobruca Değirmen Parkı (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Hüdavendigar Mahallesi Bent Caddesi üzerinde atıl vaziyette duran eski değirmen Osmangazi Belediyesi tarafından restore edilerek sosyal tesise dönüştürüldü. Toplam 10 bin 385 metrekare üzerinde 300 metrekaresi kapalı geri kalan bölümü ise yeşil alan olarak hizmet verecek.
Dobruca Değirmen Parkı (Bursa) albümü için resmi tıklayın

15 Mayıs 2015 Cuma

Osmanlı Evi Müzesi (Bursa)

Osmanlı Evi Müzesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Muradiye semtinde 2. Murad Külliyesi'nin karşısında bulunan müzede 17. yüzyıl Osmanlı yaşam tarzı sergilenmektedir. 1989 yılında müzeye çevrilen binada haremlik, selamlık bölümlerinin yanı sıra günlük ihtiyaçların giderildiği mekanlar yer almaktadır. Müzede döneme ait giysi ve kıyafetlere de yer verilmiştir. Bursa'da ayakta kalabilen en eski ve en güzel ev unvanını taşıyan müzenin 17. yüzyılda yapıldığı ve 2. Murat'ın köşkü olarak kullanıldığı tahmin ediliyor.

Osmanlı Evi Müzesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın


Osman Gazi Türbesi (Bursa)

Osman Gazi Türbesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Osman Bey, Osman Gazi, I. Osman El Gazi ya da Ataman Bey (Osmanlı Türkçesi: عثمان باک, Osman Bey, Türkmence: Osman Gazy,) mahlasıyla Fahrüddin veya Osmancık (1258, Söğüt – 1 Ağustos 1326, Bursa) Osmanlı Beyliği ve Osmanlı Hanedanı'nın kurucusu ve beyliğin ilk padişahıdır.
1299 yılında Anadolu Selçuklu Devletinin uçbeyi olmaktan çıkıp bağımsızlığını ilan etmiştir. Moğol istilalarından kaçan Müslümanların, beyliğine sığınması ile siyasi ve askeri gücü artmıştır. Çöküş döneminde bulunan Doğu Roma İmparatorluğu'ndaki karışıklıkların da etkisiyle kısa sürede Anadolu ve Doğu Roma'nın hakimi durumuna gelmiştir. Öldüğü zaman beylik, Eskişehir ile Bursa arasındaki topraklarda hüküm sürüyor ve Doğu Roma İmparatorluğu'na ait İznik ve Bursa'yı abluka altında tutuyordu.
Osman Gazi Türbesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Orhan Gazi Türbesi (Bursa)

Orhan Gazi  Türbesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Orhan veya Orhan Gazi (Osmanlı Türkçesi:اورخان بك, Orhan Bey; 1281, Söğüt – Mart 1362, Bursa), Osmanlı İmparatorluğu'nun ikinci padişahı. 1326 ile 1359 yılları arasında beylik yapmıştır.[1][2] Babası Osman Gazi'den 16.000 km2 olarak aldığı devleti, oğlu I. Murad'a 95.000 km2 olarak bırakmıştır.
Osmanlı Beyliği'nin kurucusu Osman Gazi ve Malhun Hatun'un oğludur. Sarışın, uzun boylu ve mavi gözlü, halk tarafından çok sevilen, ulemaya saygılı, merhametli bir hükümdar olarak tanımlanır. Sık sık halkın arasına karıştığı, ve dertlerini dinlediği söylenir. Babası Osman Gazi'nin vefatı üzerine 1324'te bey olmuştur. Orhan Gazi'ye dinin kahramanı manasına gelen Şücaeddin lakabı verilmiştir. Ölüm tarihini 1359, 1360, 1361 ve 1362 gösteren kaynaklar da vardır.
Orhan Gazi  Türbesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Okçu Baba Türbesi (Bursa)

Okçu Baba Türbesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Bursa’da Kızılayın karşısında Timurtaş Paşa Türbesi vardır, Timurtaş Paşa Tophane yokuşunun başlangıcını oluşturur ve az yukarısında Okçu Baba Türbesi vardır.

Okçu Baba Türbesi aslen Nasreddin Bey yada Nusret Paşa adlı bir zaata aittir.Asker olduğu bilinen zatın şuanda restore edilip işletilmeye verilen Balıbey hanının da olduğu alanın ayrıca bir kaç dükkan ve evinde Nusret Paşa vakfına ait olduğu bilinmektedir.

Okçu Baba arşivlere göre 16 yy. da yaşamış olduğu bilinmektedir.Okçu isminin asker olması ve okçulukta iyi olmasından geldiği öngörülmektedir.

Nusret Paşanın Karacabey de cami han ve çeşmeden oluşan bir külliyesi de vardır.

Türbe kare planlıdır, 3.45×3.45 metre ölçülerindedir.Türbe fotoğraflarına bakarsanız zaten sizde ne kadar küçük olduğu anlıyacaksınız.Benim gibi 2 metrelik birisi için oldukça zor bir yerdi, fotoğraf çekiyorsunuz ama tüm alanı gösterecek kadar yeterli alan yoktu.

Türbeyle ilgili birçok rivayet var, ben küçükken hatırlıyorum, okçu babanın türbesine dolu ibrik bıraktığında sabahında ibriklerin boşaldığı ve abdest aldığıdır.Gerçek yalan bilemiyorum, efsane işte…

Okçu Baba Efsanesi olarak bir de ölümü üzerine efsane vardır.Okçu ve yay yapımı dışarıdan basit gibi gözükse de derler ki bir okun tam bir ok olması için 50 sene geçmesi gerekirmiş, bu Okçu Baba da o derece yetenekli bir okçuymuş, artık ölecek son can havliyle Uludağın zirvesine çıkıyor ve diyor ki okumu fırlatacağım ve düştüğe yere gömülmek istiyorum der, okunu fırlatır ve canını oracıkta teslim eder.Vasiyeti üzerine okunun düştüğü yere türbesini yaparlar fakat 1860 Bursa Depremi yüzünden Okçu Baba Türbesi eski yerinden biraz uzakta şimdiki yerine tekrar inşa edilir.Okçu Baba efsanesi de böyledir.
www.seyyahcelebi.com.tr/okcu-baba-turbesi.html
Okçu Baba Türbesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Müftü Önü Camii (Bursa)

Müftü Önü Camii (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Namazgah Semtinde, Kabakçı Sokak’ta bulunmaktadır. 1421 yılında, İvaz Şahoğlu İshak Şah tarafından yaptırılmıştır.

6,80x6,80 m iç ölçülerinde, kare planlı olan caminin girişinde 4 m derinliğinde bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Kuzey bölümü, yol genişletmesi sırasında kesilmiştir. Mescidin üzeri kırma çatılı olup, ahşap malzeme ile örtülüdür. 1855 depremi sonrasında uzun yıllar harap ve kapalı kalan cami, 1950 yılında onarılıp ibadete açılmıştır. Sık sık yapılan onarımlar nedeniyle özgünlüğünü yitirmiştir. Orijinal olan mihrabı sade üslupla olup, yağlı boya ile boyanmıştır. Caminin kuzeybatısında bulunan minareye, son cemaat yerinde bulunan küçük bir kapıdan çıkılmaktadır. Minare sekizgen kaideli olup üç sıra tuğla ve moloz taş örgülüdür. Üçgen yüzeyler yardımıyla silindirik gövdeye geçilmekte olup, gövde, petek ve sivri külahı tamamen sıvalıdır.
www.bursa.gov.tr/?sayfa=mymenu&pid=378
Müftü Önü Camii (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Muradiye Külliyesi (Bursa)

Muradiye Külliyesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Şehrin etrafa doğru yayılmasını ve açılımını sağlamak amacıyla yaptırılan külliye, Muradiye Camii, hamam, medrese, imaret ve sonraki yıllarda yaptırılmış 12 türbeden oluşur. Sonraki yıllarda çok sayıda hanedan mensubunun gömülmesiyle saraya ait bir kabristan görünümü kazanmış ve İstanbul’dan sonra en çok saraylıyı barındıran ikinci hazire haline gelmiştir.[1] Bursa'nın çeşitli istimlaklerle kaldırılan mezar taşları ve türbelerinin kitabeleri de caminin haziresine getirilmiştir.
1855 Bursa Depreminde cami hafifçe zedelenmiş, minaresi yarılmış, türbe kubbesi ayrılmış, medresenin dershane ve duvarları zarar gördüğü için külliye büyük bir onarım geçirmiştir.
Külliye yapıları[değiştir | kaynağı değiştir]
Külliyenin ana binası Muradiye Camisi’dir. Zaviyeli camiler formundadır. İki minarelidir. Girişte, tavanda yer alan yirmi dört kollu yıldızlardan gelişen geometrik süslemeli muhteşem ahşap göbek 1855’ten sonra yapılan onarım esnasında monte edilmiştir. Ahşap müezzin mahfili ile Rokoko üslubundaki alçıdan mihrabı ve minarelerinden batıda olanı da 1855 depreminden sonra yapılmıştır.[2]
16 hücreli medrese yapısı caminin batısındadır. Tipik bir erken dönem medresesi olan yapı 1951’de restore edilmiş ve uzun zaman Verem Savaş Dispanseri olarak kullanılmıştır. Günümüzde Kanser Tanı Merkezi olarak kullanılır.
Caminin 20 m. kadar kuzeydoğusunda bulunan imaret moloz taştan inşa edilip alaturka kiremitle kaplanmıştır.[2] Günümüzde lokanta olarak hizmet verir.
Çok basit ve sade bir yapı olan hamam, soğukluk, ılıklık, iki halvet ve külhan bölümlerinden oluşur. 1523, 1634 ve 1742 yıllarında onarılan ve uzun yıllar depo olarak kullanılan yapı; günümüzde Engelli Merkezi’dir.
Muradiye Külliyesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Molla Hayali (Bursa)

Molla Hayali (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Fâtih Sultan Mehmed Han devrinde yetişen Hanefî mezhebi âlim ve velîlerinden. İsmi Ahmed bin Mûsâ er-Rûmî, lakabı Şemseddîn'dir. İznikli olup 1448 (H.852) senesinde doğduğu tahmin edilmektedir. "Molla Hayâlî" mahlası ile meşhurdur. 1481 (H.886) senesinde vefât etti. Kabri Bursa'dadır.
www.biriz.biz/evliyalar/ea0944.htm
Molla Hayali (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Mehmet Vani Camii ve Hamamı (1674) (Bursa)

Mehmet Vani Camii ve Hamamı (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Vani Mehmet Mahallesinde bulunan camii 1674 yılında Vani Mehmet tarafından yaptırılmıştır.Caminin yapılışı ahşap, taş ve tuğladan kubbesiz ahşap çatı ve kiremitle örtülüdür Caminin içinde Vani Mehmet’in türbesi vardır. Caminin dışında mezarlık ve bahçesi vardır.Bahçede camiye ait abdesthane, gasilhane ve tuvaletler vardır.Caminin tuğladan yapılmış bir Minaresi vardır.Caminin müştemilatı 2000 m2 ‘dir. Caminin iç alanı 500 m 2‘dir. Toplam 1500 cemaat kapasitesine sahip olan Vani Mehmet cami vakit namazlarındaki Ortalama cemaat sayısı 200, Cuma namazlarında 1000,bayram namazlarında 1500 civarındadır.Cami, bir imam, bir müezzin, kayyım kadrosuna sahiptir.
Mehmet Vani Camii ve Hamamı (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Mahmud Pars Bey Türbesi (Bursa)

Mahmud Pars Bey Türbesi (Bursa) albümüm için resmi tıklayın
Bursa merkez Osmangazi ilçesi Fevzi Çakmak caddesinde, Şehreküstü camisinin güneyinde türbe. Pars Bey adıyla bilinen Bedrettin Mahmut Bey'c aittir.
Yapıldığı dönemi belirlemeye yarayan herhangi bn- yazıtı yoktur. Ancak yapım biçemi ve karakteri, XV. yüzyd ürünü olduğu-nu göstermektedir. 8.70 X 8.70 metre boyutlarında, kare planlı ve kubbelidir. Kubbe üstü, dışından kiremitle örtülmüştür. İçinde kime ait olduğunu belirtir bir yazıt veya işaret bulunmayan ahşap bir sanduka bulunmaktadır (Kepecioğlu, Pars Bcy'le oğlu Yakup Beyin sandukalarının olduğunu yazıyor). Gi¬riş kapısı üzerinde, sonradan konulduğu anlaşılan, mermer bir dua yazıtı vardır.
PARS BEY ZAVİYESİ (Bedrettin Pars Bey Zaviyesi) Bursa Merkez Osmangazi ilçesi Şehreküstü semtinde Bedrettin Mahmut Pars Bey tarafmdan yaptırılan zaviye. Zaviye, yanında bulunduğu cami ile birlikte 1801 'deki büyük yangında yandı. Pars ailesinden Şeyh Ahmet Baba Elendi (b. bak.) zaviyeyi, günümüzde Vakıflar Bankası lşhanı'nın bulunduğu yerde yeniden yaptırdı ise de, artık bu yeni yer Ahmet Baba Efendi veya Baba Efendi Dergâhı adıyla anıldı. Burası da 1960'h yularda yıktırılarak yerine iş hanı yaptırıldı (Bak. AHMET BABA EFENDİ;.
Olasılıkla yangın nedeniyle yeterli bilgi cdinilemeycn zaviyenin bilinen şeyhleri: Muğlalı Osman Efendi Halveti (öl. 1729), A 'rec Mustafa Efendi (öl. 1772), Ali efendi (?).
bgc.org.tr/ansiklopedi/pars-bey-turbesi.html
Mahmud Pars Bey Türbesi (Bursa) albümüm için resmi tıklayın

Koca Naip Camii (Bursa)

Koca Naip Cami (Bursa) albümü için resmi tıklayın
16.yüzyılın ilk yarısında, Koca Naip Mahmut tarafından yaptırılmıştır. Yapı tek kubbeli, kalkan duvarlı yapıların ilk örneklerindendir.
Koca Naip Cami (Bursa) albümü için resmi tıklayın


Kozahan (Bursa)

Kozahan (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Bursa'da Ulu Cami ile Orhan Cami arasında bulunan Koza Han 1491'de II. Bayezid tarafından mimar Abdül ula bin Pulat Şah'a İstanbul'daki eserlerine vakıf olarak yapılmıştır.
Koza Han eskiden ipek böceği kozalarının satışının yapıldığı bir yerdi. Kozalardan elde edilen ipek kumaşlar Bursa'nın tekstil merkezi olmasında ilk rolü oynamıştır. Bursa ve çevresinde yaşayan kendilerini Manavlar olarak ifade eden yaklaşık 1000 yıldır bu topraklarda yaşayan Türkler İpek Böceği üreticiliğini yüzyıllardır yapmaktadırlar. Ortaasya'dan gelen bu gelenek burada da sürdürülmüştür. Son yıllarda sentetik (petrol ürünlerinden elde edilen) iplik ve kumaşlar yüzünden ipekböceği üreticiliği çok azalmıştır. Ancak atalarımızdan gelen bu önemli meslek ile üretilen ipek kumaşlar marka olmak isteyen moda sanayi için vazgeçilmemesi gereken materyallerdir.
Koza Hanın içinde geniş, dikdörtgen bir avlunun çevresinde iki katlı olan han 95 odalıdır, tam ortasında küçük bir mescidin altında bir şadırvan vardır.
Hanın doğusunda ahır ve depoların bulunduğu Dış Kozahan denilen ikinci bir avlulu bölüm vardır. Uzunçarşı’ya mavi çinilerle süslü bir taçkapı ile açılır.
Eski zamanlarda değişen adları; Ceddid-i Evvel, Şimşek Hanı, Beylik Kervansarayı, Beylik Hanı, Cedid-i Amire ve Yeni Kervansaray'dır.
Koza Han halen Bursa ekonomisine ipekçilik alanında katkılarını sürdürmektedir. Üst katında ipek mamüllerini satan dükkânların yanı sıra alt katta da modern kafeteryalar mevcuttur.
Kozahan (Bursa) albümü için resmi tıklayın

14 Mayıs 2015 Perşembe

Kestel Kalesi (Bursa)

Kestel Kalesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Karagöz Anıtı ve Müzesi (Bursa)

Karagöz Anıtı ve Müzesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına kurgusal, hayalbaz denir. Yardımcıları çırak, yardak, dayrezen, sandıkkar'dır. Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle yapılır.

Bu iki karakterin gerçekten yaşayıp yaşamadığı, yaşadıysa nerede nasıl yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Anlatılanlar rivayete dayanır, zira gerçekten yaşamış olsalar bile büyük ihtimalle bahsedilen dönemde tarih kitaplarına girecek kadar önemli bulunmamışlardır. Halkbilimciler Karagöz'ün bazı oyunlarda Çingene olduğunu kendi ağzıyla itiraf etmesi, Bulgar gaydası çalması ve Evliya Çelebi'nin tanıklığına dayanarak Bizans imparatoru Konstantin'in Çingene seyisi Sofyozlu Bali Çelebi olduğunu ileri sürmektedir. Bir diğer rivayet ise Hacı İvaz Ağa ya da halka mal olan adıyla Hacivat ve Trakya'da bulunan Samakol köyünden demirci ustası Karagöz, Orhan Gazi devrinde Bursa'da yaşamış cami yapımında çalışan iki işçidir. Kendileri çalışmadıkları gibi diğer işçilerin de çalışmasını engellemektedirler. Orhan Gazi'nin, "cami vaktinde bitmezse kelleni alırım dediği" cami mimarı, caminin vaktinde bitmemesine Karagöz ve Hacivat'ı şikayet eder. Bunun üzerine bu ikili başları kesilerek idam edilir. Karagöz ve Hacivat'ı çok seven ve ölümlerine çok üzülen Şeyh Küşteri, ölümlerinin ardından kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlar. Bu sayede Karagöz ve Hacivat tanınır.
tr.wikipedia.org/wiki/Karag%C3%B6z_ve_Hacivat
Karagöz Anıtı ve Müzesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın


Kara Mustafa Paşa Türbesi (Bursa)

Kara Mustafa Paşa Türbesi (Bursa) Albümü için resmi tıklayın
Hamzabey Mahallesindeki HamzaBey Camii bahcesindedir. Türbede Sultan II. Beyazıt ın kızı Hatice
Sultanın eşi, ünlü vezirlerden Kara Mustafa Paşa nın mezarı vardır. Kara Mustafa Paşa, Bursalı Osmanlı
Devleti yöneticisi Hamza Bey in oğludur. Fatih devrinde emir, II. Beyazıt devrinde vezir olmuştur. Cem olayından dolayı 1483 yılında Söğüt te idam edilmiştir. Ölümünden sonra bu türbeye gömülmüştür. Bursa da kendi adına bir kaplıca ile Hamzabey Mahallesinde mescit, Pazarcık ta cami, imaret, İstanbul Cibali de
hamam yaptırmıştır. 10X10 metre boyutlarında kare planlı türbenin uzerinde sekizgen kasnak üzerinde bir
kubbe vardır. Duvarları iki sıra tuğla bir sıra kesme taşla örülmüştür. Yapının dışa dogru eyvanlı bir girişi bulunur. Girişin her iki yanında birer niş bulunur. Kara Mustafa Paşa nın sandukası dışında, dört sanduka daha bulunmaktadır. 1958 yılında Bursa Eski Eserleri Sevenler Kurumu tarafından onarılmıştır. Sandukaların üzeri, tıpkı Muradiye deki Sultan II. Murat ınki gibi sade yapılmış olup üzeri topraktır. Sultan Murat ın türbesi gibi de çatının üstü açıktır. Yapı, Vakıflar Genel Müdürlüğü malıdır. Sekiz pencereyle aydınlatılan türbenin yakınlarında iki tarihi çınar ağacı vardır.
Kara Mustafa Paşa Türbesi (Bursa) Albümü için resmi tıklayın

İvaz Paşa Camii (Bursa)

İvaz Paşa Camii (Bursa) Albümü için resmi tıklayın
Pirinç Hanı karşısında, Yeşil Külliyesi'nin mimarı İvaz Paşa tarafından, II. Murat devrinde yaptırılmıştır.
İvaz Paşa Camiinin mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne aittir.

1860 yılında kâgir olarak onarılmasına karşın, 1957 yılındaki yangında tümüyle yanmıştır.
1967 yılında Bursa`da yaşayan Kazım Koyuncu adlı hayırsever tarafından aslına uygun olarak onarılan caminin, bugün sadece minaresinin şerefe altı ve güneye bakan saçakları orijinaldir, diğer bölümleri yenidir.
7,50x15,00 metre boyutlarındadır.
ivazpasacamii.com/
İvaz Paşa Camii (Bursa) Albümü için resmi tıklayın

12 Mayıs 2015 Salı

Irgandı Köprüsü (Bursa)

Irgandı Köprüsü (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Irgandı Köprüsü, Bursa kentinde, zanaatçıların geleneksel el sanatlarını icra ettiği köprü. 1442 yılında Irgandılı Ali’nin oğlu Hacı Muslihiddin tarafından inşa edildi. 1854 yılında Büyük Bursa Depremi'nde hasar gördü. Kurtuluş Savaşı’nda Yunan ordusu tarafından bombalandı. Irgandı Köprüsü, 2004 yılında Osmangazi Belediyesi tarafından yenilendi ve kullanıma açıldı.

Dünyada, Irgandi Köprüsü'ne benzer üç çarşılı köprü daha vardır. Bunlar Bulgaristan'ın Lofça kentinde Osma Köprüsü, İtalya'nın Floransa kentinde Ponte Vecchio Köprüsü ve Venedik kentinde Rialto Köprüsü'dür.
Irgandı Köprüsü (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Hatice Sultan Türbesi (Vezir Kara Mustafa Paşanın Eşi) (Bursa)

Hatice Sultan Türbesi albümü için resmi tıklayın
Bursa merkez Osmangazi ilçesi Çekirge Caddesi'nden Kükürtlü Kaplıcası'na inen sokağın sağında türbe. Hamza Bey'in torunu Vezir Kara Mustafa Paşa'nın eşi, Beyazıt H'nin kızı Hatice Sultan için oğlu Bursa Subaşısı Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır.
Hatice Sultan, kocası Kara Mustafa Paşa öldürülünce, babasına küserek Bursa'ya çekilmiş ve hiç kimse ile görüşmemiştir.
Aktarımlara göre, bir süre sonra vücudunda yaralar çıkmış; bu yaralar bir türlü iyi edilemiyormuş. Bunun üzerine Hatice Sultan'ı kendi haline bırakmışlar. Ancak tam türbenin olduğu yerden çıkan su ile yaraları iyileşmiş. Bunun üzerine, Hatice Sultan ölünce oğlu Mehmet Bey türbesini burada yaptırmış.
Türbe kare planlıdır. Üzeri sekiz köşeli kasnak üzerine oturan kurşun kaplı kubbe ile örtülüdür. Kuzeyinde dört mermer sütunun birbirine bağladığı sivri kemerli yuvarlak tonozlu revak kısmı vardır. Revagın yanları kapalıdır. Duvarları, pencerelerin üst söve doğmltusuna kadar mermer ve kesme kefeki taşındandır. Üst bölümü ise iki sıra tuğla ve bir sıra kesme taş ve tek dikey tuğla biçimindedir.
Türbe içinde batıda set üzerinde altı ve batıda üç sanduka bulunmaktadır.
Hatice Sultan Türbesi albümü için resmi tıklayın

Hanım Kızlar Türbesi (Bursa)

 Hanım Kızlar Türbesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın
Bursa Muradiye semtinde, Koca Naip Camisi bahçesinde bulunan bu türbenin kime ait olduğu ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Ancak mimari üslubundan XIV.yüzyıla ait olduğu anlaşılmaktadır. Türbe 4.95x4.95 m. ölçüsünde olup, altı basamakla içeriye girilmektedir. Üzerini örten kubbe dıştan bir çatının altında kalmıştır. Beden duvarlarından kubbeye geçiş Türk üçgenleri ile sağlanmıştır. Üç sıra tuğla, bir sıra köfeki taşından örülmüştür. Türbe alt sırada sivri kemerli yedi pencere, üst sırada da yuvarlak kemerli dört pencere ile aydınlatılmıştır. Türbe içerisinde Hanım Sultanlara ait olduğu söylenen dört sanduka bulunmaktadır.
Hanım Kızlar Türbesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Hamzabey Camii (Bursa)

Hamzabey Camii (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Hamza Bey, (ö. 1460), Osmanlı denizcisi.
I. Mehmet ve II. Murat dönemi vezirlerinden olan Amasyalı Beyazıd Paşa'nın kardeşidir. Mayıs 1421'de Düzmece Mustafa isyanını bastırmakla görevli olan Amasyalı Beyazid Paşa Sazlıdere'de yapılan bir çarpışmada yenilmiş ve Düzmece Mustafa'ya destek veren İzmiroğlu Cüneyt Bey'in ısrarı ile idam edilmiştir. Hamza Bey 1425'de İzmiroğlu Cüneyt Bey'in öldürülmesini sağlayarak ağabeyi Bayezit Paşa'nın intikamını almışdır.
Hamza Bey, Saruca Paşa tarafından kurulmuş olan Çavlı Bey tarafından komuta edilmekte iken 1417'de Venedikliler tarafından Çanakale Boğazı yakınlarında hezimete uğrayıp yakılan Osmanlı donanmasını Gelibolu tersanesinde yenileyerek 40 kadar gemiden oluşan bir filo ile 1428 yılında Ege Denizi'ne açılarak Venedikliler'in elindeki bazı adaları yağmalamıştır. Sultan II. Murat ile birlikte Selanik ablukasına, 1429 yılında filo komutanı olarak katılmış ve Selanik'in alınmasına katkısı olmuştur.[1]
İstanbul kuşatması sırasında 18 Nisan 1453'de Bizans'a yardıma gelen Ceneviz gemilerini durduramayan kaptan-ı derya Baltaoğlu Süleyman Bey'i görevinden azleden Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı donanması komutanlığına ve Gelibolu sancakbeyliği'ne atandı. İstanbul'un Fethi sırasında Osmanlı donanmasına komuta etti. Özellikle Osmanlı donanmasının Haliç’i ele geçirmesi gereğine anlayan II. Mehmed'in bugünkü Dolmabahçe’den Kasımpaşa’ya uzanan güzergaha kalaşlar döşetip, 70 kadar gemiyi ağaçtan silindirler üstünde 22 Nisan sabahında Haliç’e indirip Haliç’in kontrolü Osmanlıların eline geçirmesine destek sağladı.[2]
Fetihten sonra Ege Adalarını almakla görevlendirildi. İmroz, Limni ve Taşoz adalarının Osmanlı egemenliğine geçmesini sağladı. Fakat Ege Denizi'nde korsanlık yaparak Osmanlı kıyı ticaretine büyük zararlar veren Rodos Şövalyelerinin ellerinde bulunan Ege Adalarını ele geçirmek için yaptığı deniz seferinde tek bir adanın bile ele geçirilmemesi başarısızlığına uğradı. Bunun üzerine Ocak 1456'da kaptan-ı deryalık görevinden azledildi.
Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ı yenip Koyunluhisar'ı kurtararak Anadolu Beylerbeyi rütbesiyle Karamanoğlu İshak Bey'in üzerine gönderildi. Onu da yendikten sonra Rumeli Beylerbeyi oldu.
Eflak’a elçi olarak gönderilme görevi verildi. Bu görevi yapmakta iken elçi imtiyazları geleneklerini hiçe sayan Kazıklı Voyvoda tarafından öldürüldü, Şehit edilen Hamza Bey’in cesedini, oğulları Bursa’ya getirmiştir.[3] Türbesi Bursa Hamzabey semtinde, Muradiye’nin batısında, Hamza Bey Camisi’nin güneybatısında avlu içerisindedir.
Hamzabey Camii (Bursa) albümü için resmi tıklayın
tr.wikipedia.org/wiki/Hamza_Bey

Hamzabey Türbesi (Bursa)

Hamzabey Türbesi (Bursa) albümü için resmi tıklayın

9 Mayıs 2015 Cumartesi

Gazi Orhan Camii (Bursa)

Gazi Orhan Camii (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Orhan Gazi Camisi (Orhangazi)
Orhan Gazi Camisi’nin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber Orhan Gazi dönemi (1324-1362) eserleri arasındadır. 

Cami kareye yakın dikdörtgen planlı ve ahşap çatılıdır. Caminin önünde iki yanlı merdivenle çıkılan bir son cemaat yeri bulunmaktadır. İki katlı son cemaat yeri ...
Orhan Gazi Camisi’nin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber Orhan Gazi dönemi (1324-1362) eserleri arasındadır. 

Cami kareye yakın dikdörtgen planlı ve ahşap çatılıdır. Caminin önünde iki yanlı merdivenle çıkılan bir son cemaat yeri bulunmaktadır. İki katlı son cemaat yeri dört sütunlu olup, üzeri ahşap çatı ile örtülüdür. Girişin sağ ve solunda iki mihrapçık ve iki de pencere bulunmaktadır. Ayrıca sağ köşesine minaresi yerleştirilmiştir. Kare planlı olan ibadet mekanının güney duvarında yarım yuvarlak mihrap nişi bulunmaktadır. Mihrap dokuz sıra testere dişi ile bezelidir. Mihrabın iki yanında iki, doğu ve batı duvarlarında da üçer pencere ile içerisi aydınlatılmıştır. Dikdörtgen çerçeveli bu pencereler iki katlı olup, bunlardan bazıları dıştan örülerek nişe dönüştürülmüştür. Mihrabın kuzey köşesine de minberi yerleştirilmiştir. Girişin sağ ve solunda ikişer ahşap sütunun taşıdığı kadınlar mahfeli bulunmaktadır. 

Caminin yapımında moloz taş kullanılmış, köşelerde kesme taş kullanılmıştır. Yer yer ahşap hatıllar görülmektedir. Saçak altına rastlayan yerlerde tuğladan testere dişleri ile hareketli bir görünüm verilmiştir. Cami içerisinde yer yer kalem işi kalıntıları görülmektedir. Bunlar kıvrık dal ve yapraklardır. 

Minare dikdörtgen prizma kaideli olup, silindirik gövdeli ve tek şerefelidir. Şerefe altı dört sıra testere dişi ile bezenmiştir. 
Gazi Orhan Camii (Bursa) albümü için resmi tıklayın

Fidan Han (Bursa)

Fidan Han (Bursa) Albümü için resmi tıklayın
Bursa’nın en güzel hanlarından biri olan Fidan Hanı, Sadrazam Mehmet Ağa’nın oğlu İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır.XV. yüzyılda,İbrahim Paşa, 1474 yılında Şehzade Mustafa’nın ölümüne sevindiği ve matem giysisi giymediği için öldürülmüştür.

XV.yüzyıl yapısı olan han iki avluludur. Ahırlar ve diğer yan bölümlerin bulunduğu kısım bugünkü dükkanların olduğu yerdedir. Hana güneydeki çarşıdan girilmektedir. İç avlu 46.00x42.00 m. ölçüsünde kareye yakın dikdörtgen planlı olup, iki katlı revakların ayakları ve kemer yüzleri tuğla ve moloz taşla işlenmiştir. Ortasında bir havuz ve mescidi vardır. Birinci avlu üzerindeki hanın altta 48, üstte 50 olmak üzere 98 odası vardır. Alt kattaki odalar ve revaklar tonozlarla, üst katta revaklar kubbeli, odalar ise tonozla örtülmüştür. Çarşı tarafındaki alt kat odaları dışında kalan odalar birer pencere ile aydınlatılmıştır.

Uzuncarşı’nın kuzeyinde, Koza Hanı’nın karşısındadır.  Hanın zemin kotu oldukça düşüktür. Bu hana bir zaman yem için saman getirildiği için, Samanpazarı da denilmiştir. Kareye yakın bir iç avlu etrafında sıralanan iki katlı revak ile odalardan oluşan han, Bursa’nın en önemli hanlarındandır. Duvarları iki sıra tuğla, bir sıra moloz taşı ile örülmüştür. Arka duvarları tümüyle moloz taşıyla örülmüştür. Revakların sivri, kemerleri ise tuğladan yapılmıştır. Hanın alt kat revakları tonozla, üst kat revakları ise kubbe ile örtülmüştür. Kubbe ve üst örtüsü kiremitle örtülüdür. Hanın doğu ve güneyinde birer kapısı vardır. Hanın alt katında kırk sekiz, üst katında ise elli oda bulunur. Çarşı tarafındaki odalar dışındaki diğer tüm odaların dışarıya bakan bir penceresi bulunur. Pencerelerin üzerinde, bir kuşak halinde tuğla süslemeler vardır. 1561, 1603, 1656, 1760 yıllarında onarımlar gören handa birçok değişiklikler de yapılmıştır. Halen sağlam ve faal durumdadır. Son derece geniş ve büyük bir han olan Fidan Han’ın içinde çok sayıda ağaç vardır.
Ayverdi, bu hanın Bursa’daki en büyük han olduğunu yazıyor. Avlusu 46X42 metre boyutlarındadır. Tuzpazarı Camii ile han arasında, hanın ahırları ve kervansarayları varmış. Daha sonra Koça, İpek ve Eski-Yeni Hanlar gelmekteymiş. Yapı, Vakıflar Genel Müdürlüğü malıdır.
Fidan Handa 105 adet dükkan bulunmaktadır, bu dükkanların geneli Kafe ve Tekstil üzerine satış yapmaktadır.
Fidan Han (Bursa) Albümü için resmi tıklayın

Emir Han (Bursa)

Emir Han (Bursa) Albümü için resmi tıklayın
Ulucami’nin kuzeydoğusunda bulunan Emir Hanı, Orhan Bey tarafından, 14. yüzyılın ikinci yarısında yaptırılmıştır. 1522 yılına kadar eski Bezazistan olarak bilinen han daha sonra Emir (Bey) Han’ı ismini almıştır. İç avlu çevresine sıralanan iki katlı revak ve buraya açılan odalardan oluşan Emir Han Osmanlı hanlarının ilk örneğidir. Dört köşedeki kubbeler dışında yapının diğer kısımları tonozla örtülüdür. Duvarlar iki sıra tuğla bir sıra taştan örülmüştür. Handa; alt katta eşya depoları olarak penceresiz 36 mahzen bulunurken, üst katta
37 odası vardır. Bursa çarşısının çekirdeğini oluşturan hanın ortasında bir şadırvan ile tarihi çınarlar bulunur. Emir Han birçok yangın ve deprem görmüş, 1963 yılında aslına uygun onarımlar sayesinde özgün şekliyle yenilenmiştir. Günümüzde önemli alışveriş merkezlerinden biri olan Emir Han aynı zamanda huzurlu bir dinlenme yeridir.
Emir Han (Bursa) Albümü için resmi tıklayın

İdo Güzelyalı-Yenikapı (Bursa)

İdo Güzelyalı-Yenikapı (Bursa) Albümü için resmi tıklayın
İDO İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret A.Ş., İstanbul'un deniz ulaşımına ve trafik sorununun çözümüne katkıda bulunmak amacıyla 1987 yılında kurulmuştur.
İdo Güzelyalı-Yenikapı (Bursa) Albümü için resmi tıklayın

Çırağ Bey Cami

Çırağ Bey Cami Albümü için resmi tıklayın
Çırağ Bey, II. Murad zamanında yaşamış sufidir.Çırağ Bey‘in seceresine bakarsak babası Ahi Bayeziddir ve Hacı İvaz Paşa‘nın kardeşidir.Çırağ Bey‘in gerçek adı Şerefüddin El-Hac Şeyh Çırağ Beydir.1429 yılında vefat etmiştir ve kabri Çırağ Bey Camisinde bulunmaktadır.

Çırağ Bey Camisi 15. yüzyılın ilk yarısında Çırağ Bey tarafından yaptırılmıştır.Kare planlı olarak inşa edilmiştir, eskiden kubbesi olduğu ama şimdi ise kırma çatı ile kapalı olduğudur.Caminin güneydoğu köşesi pahlanmış ve 3 sıra tuğla mukarnasla süslenmiştir.Ana yapıdan uzakta ve dışa doğru taşan bir duvarla bağlanmış minaresinin kaide üstü yıkılmıştır.

Çırağ Bey, İvaz Paşanın kardeşi olduğuna göre ve kardeşi de Yeşil Türbe ve Yeşil Caminin mimarı olduğuna göre acaba Çırağ Bey Camisi içinde bir şeyler yapmış mıdır sorusu aklıma geldi.

Çırağ Bey Camisi, Bursa’da bulunmaktadır ve Balıbey Hanının hemen üstünde yer alan Saltanat kapısında yukarı çıkılan yoldan giderek ve Oruç Bey Hamamının bulunduğu sokağa girmek ve o dar sokaklarda kaybolmak suretiyle rahatlıkla bulunabilmektedir.Gerçekten sora sora bulunabilecek bir yerde, çünkü sokaklar dar ve labirent vari bir tarzda, bu yüzden o mahallede yaşayanlara sormak en mantıklısıdır.
Çırağ Bey Cami Albümü için resmi tıklayın

BursaRay

BursaRay fotoğraf albümü için resmi tıklayın
BursaRay’da ,  7’ si yeraltı olmak üzere toplam 38 adet istasyon vardır. İki hatlı güzergahın toplam uzunluğu 39 km ve tamamen karayolundan bağımsızdır. İzmir yolu(Batı Hattı) üzerinde sırasıyla, Üniversite, Batıkent, Yüzüncüyıl, Özlüce, Ertuğrul, Altınşehir, Küçük Sanayi, Ataevler, Beşevler, Fatih Sultan Mehmet ve Nilüfer İstasyonları, Mudanya yolu (Kuzey Hattı) üzerinde ise Emek, Korupark, Organize Sanayi, Hamitler-Fethiye, Bağlarbaşı-Esentepe, İhsaniye ve Karaman İstasyonları bulunmaktadır. İki hattın birleşiminden sonra Ankara istikametinde (Doğu Hattı) ise sırasıyla; Acemler, Paşa Çiftliği, Sırameşeler, Kültürpark, Merinos, Osmangazi, Şehreküstü, Demirtaşpaşa, Gökdere, Davutdede, Duaçınarı, Yüksek İhtisas Hastanesi, Arabayatağı, Mimar Sinan, Hacivat, Şirinevler, Otosansit, Cumalıkızık, Gürsu ve Kestel İstasyonları bulunmaktadır.
BursaRay fotoğraf albümü için resmi tıklayın

Bursa Kalesi

Bursa kalesi fotoğraf albümü için resmi tıklayın
Bursa Kalesi'nin, yapımında çeşitli blok ve moloz taşlar kullanılmıştır ve oldukça yüksek bir kaledir. Surlarının 5 kapısı bulunan Bursa surlarında Pınarbaşı Kapı ile Zindan Kapı arasındaki ön surlar, evler arasında kaybolmuştur. Bunların arasında yer alan Hisar Kapı 1855 yılındaki depremde yıkılmıştır.
Bursa Kalesi Bithynia devletinden kalmadır. RomaBizans ve Osmanlı devrinde tadilat görmüştür.Hisar Kapı, Yer Kapı, Zindan Kapı, Pınarbaşı Kapı, Kaplıcalar Kapı girişleri vardır. Bursa kalesi üzerinde ev, hattâ apartmanlar yapılmıştır.[1]
Bursa civarı 14.yüzyıldan sonra gezginlerin ilgisini bir hayli çekmiştir. İbn-i Batuta’nın başlatmış olduğu gezileri Bertrandon De La Broquire (1432), Polonyalı Simeon (1608),Evliya Çelebi (17.yüzyıl), Katip Çelebi (17.yüzyıl), George Wheler (1675), Jean de Thevenot (1689), A.De La Motray (1699), Paul Lucas (1700), Helmuth Von Moltke (1836),George Perpot (1864), Aleksander Von Warsberg (1869), İbnülcelal Sezayi (1890), Clement Huart (1897), Thomas Allom (19.yüzyıl), Pierre Loti (20.yüzyıl), Regis Delbeuf(1906), Şerafeddin Meğmumi (1909) ve Ahmet Şerif (20.yüzyıl) izlemiş ve hepsi de ayrı ayrı anılarını yazar iken kaleden söz etmişlerdir.[1]
Bursa Kalesi'nin, yapımında çeşitli blok ve moloz taşlar kullanılmıştır ve oldukça yüksek bir kaledir. Surlarının 5 kapısı bulunan Bursa surlarında Pınarbaşı Kapı ile Zindan Kapı arasındaki ön surlar, evler arasında kaybolmuştur. Bunların arasında yer alan Hisar Kapı 1855 yılındaki depremde yıkılmıştır.
Bursa, MÖ. 7. yüzyılda yöreye gelerek yerleşen ve MÖ. 327’de bağımsız bir krallık haline gelen Bithynialılar tarafından M. Ö. 2. yüzyılda kurulmuştur. Bithynia Kralı Prusias, Romalılar’dan kaçarak ülkesine sığınan Kartacalı general Hannibal’ın önerisiyle, M. Ö. 185 yılında Prusias ad Olympum ismi verilen kenti bir tepe üzerine inşa ettirmiş ve etrafını surlarla çevrelemiştir. Zamanla kentin Prusias olan ismi Prusa, daha sonra da Bursa olarak değişime uğramıştır. Bithynialılar tarafından inşa edilen Bursa Kalesi, zaman içerisinde çeşitli kuşatmalar sırasında hasara uğramış, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde çeşitli onarımlar görmüştür. 1326 yılında Bursa’yı Osmanlı topraklarına katan Orhan Gazi döneminde surlar burçlarla desteklenmiştir. 1640 senesinde Bursa’yı ziyarete gelen ünlü Osmanlı gezgini Evliya Çelebi surların altmış yedi kulesi ve beş kapısının bulunduğunu ve çevresinin onbin adım olduğunu belirtmiştir. Yaklaşık olarak 2 kilometre uzunluğunda olan surların beş kapısı, Hisar (Saltanat) , Kaplıca, Zindan, Pınarbaşı (Su) , Yer (Zemin) Kapısı olarak isimlendirilmiştir.