14 Aralık 2015 Pazartesi

Hüdavendigar Kent Parkı (Bursa)

Fotoğraf albümü için resmi tıklayın

Aslında Hüdavendigar Kent Parkı hakkında yazılacak çok şey var... 510 bin m2 alanıyla Bursanın en büyük parkı olmasıyla, çok renkli 4000 ağacı barındırmasıyla, geniş çim alanlarıyla, yürüyüş yollarıyla, Nilüfer Çayının aktığı çok güzel projelendirilmiş yeni dere yatağıyla, gölüyle, tenis kortlarıyla, futbol sahalarıyla, kafeleriyle, gezinti ve dinlenme alanlarıyla Bursa halkının içinde yaşamaktan vazgeçemeyeceği bir değeri olacak… 
Bursa'nın en büyük parkı
Bursa'nın 'yeşil' kimliğini yeniden kazanması amacıyla son 6 yılda 2 milyon metrekare yeşil alanı kente kazandıran Büyükşehir Belediyesi, Bursa'nın en büyük kent parkı olan Hüdavendigar Kent Parkı'nı da coşkulu bir törenle hizmete açtı. Bir kısmı Osmangazi'de bir kısmı da Nilüfer'in Odunluk bölgesinde kalan ve yaklaşık 510 bin metrekarelik alana sahip olan Hüdavendigar Kent Parkı, dikilen 12 yaşın üzerinde 4 bin ağaç, 4000 lale ve sümbül, 1 milyonun üzerinde çiçek, yüzme havuzu, tenis kortları, spor salonları, spor sahaları, Nilüfer Deresi'nin ıslah edilmesi ve dere üzerine yapılan köprüleri ve göletleri ile adeta yeni bir yaşam alanına dönüştü.

Hüdavendigar Kent Parkının yerleştiği alan, Nilüfer Çayının doğduğu ve sularını topladığı havzadan koparıp taşıdığı çakılın, toprağın, sürüklenen ağaçların, dalların Mihraplı tersip bendinin arkasında depolanmasından oluşmuştur. Tersip bendi, eski Su İşleri Reisliği, 1954ten itibaren Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, tarafından 1930lu yıllarda inşa edilmiştir. Arkasında toplanan toprak çok verimli olduğu için, zamanla çevre halkı tarafından yaz aylarında ekilip biçilir olmuş, 1970li yıllara gelindiğinde İzmitteki Kavakçılık Enstitüsünün kağıt sanayinde kullanılmak üzere geliştirdiği bir kavak türünün, Kanada kavağının yetiştirildiği çok verimli bir üretim alanına dönüşmüştür. DSİ bu alana diktiği 15 bin kavağı, yaz aylarında altlarını sürerek, uzmanların yönlendirdiği şekilde budayarak, 10 yıl boyunca kontrol altında tutuyor ve en verimli çapa ulaştığı bu süre sonunda, bahar aylarında kesip kağıt sanayine satıyor, sonbaharda da yeni fidanları dikiyordu. Bu 10 yıl süresince sonbaharda dökülen kavak yaprakları, alanın ilkbahar aylarında sürülmesiyle gübreye dönüşüyor ve kavağın gövde büyüklüğünün artmasında etken oluyordu. Zamanla bu alan, kağıt sanayi için en verimli ve en kaliteli kavağın yetişmesi ile ün saldı, kavakçılık konusunda düzenlenen ulusal/uluslararası toplantılara katılanlara örnek olarak gösterilir oldu. DSİnin bu üretimi 2000li yılların başına kadar sürdü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder