14 Ağustos 2016 Pazar

Veysel Karani Camii ve Türbesi

VEYSEL KARANİ CAMİİ VE TÜRBESİ FOTO ALBÜMÜ İÇİN RESMİ TIKLAYIN

Asıl adı Üveys bin Amir-i Karani olan Veysel Karani’nin doğum yeri, Yemen’in Karen Köyü’dür. 555–560 yılları arasında burada doğduğu tahmin edilir.

Üveys el-Karani, Yemen’deki Murad kabilesinin Karan aşiretine mensuptur. Veysel Karani’nin Yemen’de iken nasıl müslüman olduğu, Kufe’deki hayatı, vefatı ve şahsiyetine dair yeterli bilgi yoktur. Rivayetlere göre Veysel Karani Yemen’de deve çobanlığı yaparak, hurma çekirdekleri toplayıp satarak geçimini sağlayan bir zahiddir. Muhtemelen İslam’ı anlatmak üzere Yemen’e giden müslümanlar vasıtasıyla İslamiyet’i kabul etmiştir. Medine’ye gidip Hazreti Peygamber’i ziyaret etme arzusuna rağmen yaşlı annesini bırakamamış, 40 yaşının üzerindeyken Hazreti Peygamberi görmek için Medine’ye gitmek üzere annesinden izin alır. Uzun bir yolculuktan sonra Medine’ye gelir, ancak peygamberimiz Tebük Seferi’nde olduğu için, O’nu bulamaz. Hazreti Aişe O’na kapıyı açar ve selamını peygamberimize iletir. Peygamberimiz eve döndüğünde evine ulu bir insanın geldiğini anlar ve Hazreti Aişe’ye kimin geldiğini ve onu görüp görmediğini sorar. Hazreti Aişe, onu gördüğünü söyleyince peygamberimiz, “O gözünü ben de ziyaret edeyim, görüşün ve gördüğün mübarek olsun.”, der. Sahabilere de Üveys’i gören gözü ziyaret etmelerini buyurur ve ardından, “Şüphesiz tabiinin en hayırlısı Üveys’dir.”, der. Peygamberimiz son hastalığında, Hazreti Ömer, Hazreti Ali ve Hazreti Aişe’ye, “Benden sonra, arkamdaki hırkamı Üveys’e verin.”, diye vasiyette bulunur. Hırka ona teslim edildikten sonra, halkın gözünde değeri artar. O da, annesinin vefatıyla Küfe’ye ve Basra’ya gider.

Bazı hadis kitaplarındaki rivayetlere göre Hazreti Ömer, halifeliği döneminde Yemen’den gelen bir grup insana aralarında Üveys el- Karani’nin bulunup bulunmadığını sormuş, bunun üzerine Üveys ortaya çıkıp kendini tanıtmış, Hazreti Ömer de Resul-i Ekrem’in kendisine ileride Üveys’in Medine’ye geleceğini haber verdiğini ve onu gördüğü takdirde dua istemesini tavsiye ettiğini söylemiş, Üveys de ona dua etmiştir. Bu sırada Hazreti Ömer, Üveys’in Kufe’ye gitmekte olduğunu öğrenince Kufe valisine onun hakkında bir mektup yazmayı teklif etmiş, ancak Üveys kalabalıktan uzak sade bir hayat yaşamayı tercih ettiğini belirtmiştir. Ertesi yıl Kufe’den hacca gelen bir kişiye Üveys’in durumunu soran Hazreti Ömer, onun yoksulluk içinde yaşadığını öğrenince, ona Üveys hakkında Hazreti Peygamber’den duyduklarını anlatmış, hacdan dönen Kufeli de Üveys’in yanına gidip ondan dua istemiştir. Bu olay üzerine halkın dua istemek için yanına gelip kendisine iltifat etmesinden endişe duyan Veysel Karani’nin o bölgeyi terk ettiği kaydedilir.

Hazreti Ali, onu Sıffın Savaşı’nda yanında yer alması için, Medine’ye davet eder. Veysel Karani de oraya gider. Savaş sırasında yaralanarak 657 şevvalin 18. günü şehit olur. Şehit olduktan sonra, üç ayrı kabile onun naaşını alarak kendi topraklarına götürmek isterler. Bu duruma, ilk etapta Hazreti Ali de bir çözüm bulamayınca onu korumaya alır. Ertesi gün Veysel Karani Hazretleri’nin mübarek naaşı üç kabilenin de tabutlarında görülür. Her biri razı olarak; biri Yemen’e, biri Şam’a, biri de Bitlis’e doğru yola çıkarırlar.

Veysel Karani hazretlerinin kabrinin bulunduğu yer tam olarak belli değildir. Yemen’in Zebid, İran’ın Kazvin ve Kirmanşah, Özbekistan’ın Hive, Suriye’nin Şam ve Rakka şehirleriyle Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde ona nisbet edilen makam-mezarlar vardır. Anadolu’daki en meşhur makamları Manisa, Mardin, Kurtalan, Bursa Gemlik yolundaki Atıcılar, Diyarbakır’ın Lice ilçesi ve Siirt’in Baykan ilçesi yakınındadır. Veysel’in Sıffin Savaşı’nda öldüğü yolundaki rivayetlerin genel kabul gördüğü, bu savaşın da Suriye’nin Rakka şehri yakınlarında vuku bulduğu dikkate alınırsa asıl kabrinin bu şehirde olması ihtimali güç kazanır.

Zahidane hayatı dolayısıyla Veysel Karani tasavvuf ehli tarafından örnek bir şahsiyet kabul edilmiş, Hazreti Peygamber’i zahiren görmemekle birlikte manen kendisinden feyiz aldığı ileri sürülmüştür. Bu sebeple sonraki asırlarda Resul-i Ekrem’i, Veysel Karani’yi veya herhangi bir şeyhi görmeden rüya gibi manevi bir yolla onlardan eğitim alan kişilere Üveysi denmiş, bu şekilde eğitim almaya Üveysilik adı verilmiştir. Ayrıca Resulullah’a nisbet edilen, “Rahmanın nefesini Yemen’den alıyorum” sözüyle Veysel Karani’nin kastedildiği söylenmiştir.
http://www.evliyalar.net/veysel-karani-k-s-siirt/